Ekşi Şeyler’de gündem olan yazıya göre, Truva kenti Çanakkale il sınırları içinde yer alır. Çanakkale Boğazı’nın güneybatı ağzının hemen güneyinde ve Kaz Dağı’nın kuzeybatısında bulunan bir şehirdir.
Bu kente ait mükemmel mitolojik hikâyelerden biri de Truva Savaşıdır. Truvalı paris, sparta kralı menelos’un karısı helen’i kaçırır ve olaylar başlar. Truva atı denilen savaş hileis ile Truva şehri yıkılır.
M.Ö. 1184 yılında meydana gelen Truva Savaşı’ndan asırlar sonra M.S. 7. yüzyıl’da yaşamış bir orta çağ tarihçisi Fredegar tarafından yazılan kroniklerde Truva Savaşı sonrası şehirden kaçanların birkaç gruba ayrıldıklarından bahsedilir.
Söylenilenlere göre bir grup Makedonya’ya gitmiş ve çok büyük bir imparatorluk kurmuştur.
Diğer bir grup ise kendilerine Francio adlı bir kral seçerek Frank milletini oluşturmuştur.
Başka bir grup ise daha uzaklara, Asya’ya kadar gitmiş ve Tuna kıyılarına yerleşmişlerdir.
Fredegar kronikleri’ne göre bu topluluk “Torquotus” adlı bir hükümdârın kılıcı altında birleşmiş ve Türk ismini de buradan almıştır.
Toronto prensi 1. Bohemond’a bağlı olan ve ismi bilinmeyen bir tarihçi “Gesta Francorum” adlı eseri yazmıştır. Bu eser haçlı seferi ve savaşan milletlerle ilgili bilgi verirken burada da Türklerin İskit bölgesinde yaşamaya başladıkları ve Truvalıların soyundan oldukları belirtilir. Yine orta çağ döneminde Jean Lemaire, Guibert de Nongent gibi tarihçilerin eserlerinde bu iddialar yinelenir.
Venedikli tarihçi Andrea Dandolo da “Truva’dan kaçanlardan bazıları Kafkas dağlarının ardına sığınmıştır ve Turcus ismini almışlardır.” şeklinde ifadelerde bulunmuştur.
Türklerin, Truvalıların intikamını aldıkları ve onların soyundan geldikleri inancı, orta çağda yazılmış eserlerin de okunmasıyla birlikte iyice yerleşir Avrupa’ya. Onlara göre Türkler asırlar boyunca bu günü beklemişlerdir intikam almak için. Meşhur İspanyol gezgin Pero Tafur da Bizans’ın son dönemlerini anlattığı seyahatnâmesinde Bizans halkının “Türkler Truva’nın intikamını alacaklar!” dediğini yazar.