Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* 14 Ekim’den 26 Kasım’a kadar 81 ilimizi ve bütün ilçelerimizi istişare toplantılarımızla buluşturmuş olacağız. Partimizin stratejik hedefleri ve mahalli seçimlerle ilgili bakışlarımızın anlatılması, siyasetteki MHP farkını açıkça gözler önüne sermekte. Aziz dava arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. İşleyen demirin pas tutmayacağını biliyoruz. 85 milyonun tamamına elimizi uzatıyoruz. Her insanımıza yüreğimizi açıyoruz.
* Vatandaşlarımızla buluşuyor, konuşuyor, dertleşiyoruz. Cılk yumurtadan cücük çıkarma hesabı yapanların bizimle boy ölçüşmelerinin beyhude olduğunu biliyoruz. Hiç kimseyi öteki görmüyoruz, ötekileştirmiyoruz. Milletimizin tüm güzelliklerini sahipleniyoruz. İnançla mücadelemizi yapıyoruz. Mevlana’nın dediği gibi: Aşk nasip işidir, hesap işi değil, aşk adayıştır, arayış değil. Boş aslan yatağında tilki gibi kuyruk sallayanlara gülüp geçiyor, işimize bakıyoruz.
İMAMOĞLU’NU HEDEF ALDI
* MHP nefes alır gibi dur durak bilmeden çalışıyor. 31 Mart’ta yapılacak seçimlere hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz. Hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız. Sömürü çarkında öğütülen, iktidara değil Türkiye’ye muhalefet eden partilere meydanın boş olmadığını öğreteceğiz. Vakti yeterse İstanbul’a uğrayan belediye başkanını evine göndereceğiz. CHP ve HDP yönetimindeki belediyeleri cumhurun yönetimi ile birleştireceğiz. Kayıp yıllar Allah’ın izni ile son bulacak. Merkezi yönetim ile yerel yönetimler tek ses olacak. Belediye kaynaklarını bölücülere sevk edenlerden milletimiz hesap soracak.
“CUMHUR İTTİFAKI VARSA HUZUR VARDIR”
* Zamana göre fikir değiştirmeyiz. Rüzgarsız havada dönen fırıldağın kimler tarafından üflendiğini bilir yakasından tutarız. Zalime zalim, haine hain demeyi sürdüreceğiz. Çalışmaktan yorulmayacağız. Biz Türk ve Türkiye aşığı MHP’yiz. Vurmak ile düşmeyen MHP’yiz. Cumhurbaşkanı seçimleri 31 Mart’ta pekişip Türkiye Yüzyılı yürüyüşü güçlenecektir. Aklın yolu birdir. Yerelden genele birlik anlayışındayız. MHP ve Cumhur İttifakı varsa elbette umut vardır, huzur vardır. Cumhuriyetin yeni yüzyılına imza atacağız. Türkiye yüzyılı hedefleri birer birer hayata geçecek. Elbette yapacağız, birlikte başaracağız. Çılgın Türklerin destanını hep beraber yazacağız.
İSRAİL-HAMAS ÇATIŞMALARI
* 7 Ekim’den bugüne kadar Filistin halkının kanı akmaktadır. Mazlumların feryadı dünyada yankılanmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural tanımadan devam etmektedir. İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış, cinayet planlarını güncellemek zorunda kalmıştır. İsrail askeri unsurları bebek, çocuk ,yaşlı ve kadın demeden masum insanları katletmektedir. Sivil yerleşim sahaları bombalanmaktadır. Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin vurulması, İsrail’in savaş suçları siciline yenisini eklemiştir. İsrail aciz ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir.
* Filistinliler zorla yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Buna rağmen Biden’ın açıklamaları bize göre sahte bir iyi niyet temennisidir. Esas olan çatışmalara ara verilmesi değil, kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır. 11 Kasım 2023 günü Suudi Arabistan’ın başkentinde İİT ve Arap Birliği, Gazze’yi görüşmek üzere toplandı. Teklif ve düşünceleri saygı görüp öne çıkan sayın cumhurbaşkanımız kadar sağlam ve samimi duruş sergileyen hiç kimse olmamıştır. Peki Gazzeli bebeklerin haklarına tam manasıyla ne zaman sahip çıkılacak?
“AB KOMİSYONU RAPORUNU YIRTIP ATIYOR VEYA KAĞITTAN UÇAK YAPIYORUZ”
* Korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Türkiye’nin hiç kimseye eyvallahı yoktur. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız. Siyonizme sonuna kadar tepki göstereceğiz. Zulme sessiz kalmak ortak olmaktır. Gazze konusunda herkes sussa da biz susmayacağız. Sessiz kalmayacağız. İlk olarak İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların durması ve insani yardım koridorlarının açılması şarttır. Derhal ateşkes sağlanmalıdır. Netanyahu ve yönetimi savaş suçlarından dolayı Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmalıdır. Biz dünyaya hilalin nurundan bakıyoruz. Filistin’in arkasında dağ gibi duruyoruz. Hem Türk hem de Müslüman’ız. AB komisyonu raporunu yırtıp atıyor veya kağıttan uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz.
* Her alan ve sahada uzlaşma olmalıdır. Hepimiz Türk milletiyiz. Mühim olan doğruda, adalette, hukukta, ahlakta, vicdanda uzlaşmaktır. Bize göre uzlaşmanın adresi de TBMM’dir. Üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Sürekli erteleyerek, ihmalin pençesine düşerek ulaşacağımız hiçbir yer yoktur. Kriz meraklılarına, Türkiye’yi uçurumdan sürüklemek isteyenlere haklarımızı heba ettirmeyiz.
YÜKSEK YARGIDA KRİZ
* Her alan ve sahada bir uzlaşma masası tezahür etmelidir. Hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz. Doğru olan adalette, hukukta uzlaşmaktır. Bize göre uzlaşmanın adresi, büyük Türk milletinin kutlu varlığıdır. Bizim altından kalkamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Sürekli yok sayarak ihmalin pençesine düşerek ulaşacağımız hiçbir yer yoktur. Hukuk adalete yönelmiş toplumsal hayatın denge ve düzenidir. Hukuksuz devleti adaletsiz hukuk olmaz, olamaz. Asıl olan adalettir ve hukuk esas itibarıyla adaletin vasıtasıdır.
* AYM ile Yargıtay arasındaki fitili tutuşan anlaşması ve gerilim hali bir defa hukuk güvenliği açısında hiç arzu etmediğimiz bir durum. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında cepheleşme ve suç duyurusuna kadar varan süreç, devlet krizi değil böyle görmek isteyenlerin sefil uydurmasıdır. Kriz bekleyenlere kriz ayini yapanlara açık söylüyorum ki avuçlarını yalayacaklar hevesleri kursağında kalacak.
“AYM HUKUK DÜZENİNİN SAFRASI VE SANCISIDIR”
* AYM hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. AYM’nin bireysel başvurularda hukuk düzenin tahrip edecek kararlar alması, sürüklenme halidir. AYM adalet ve hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. Bu kaçınılmaz gerçeği kabul etmeden son gelişmeleri kavramak batıldır. AYM’nin anayasa hükümlerini işlevsiz hale getirmesi vakayı adliyeden sayılamayacak bir sapma ve sürüklenme halidir. Can Atalay ile ilgili hak ihlali kararı açıklanmıştır. Bu kapsamdaki bireysel başvurunun 3 ay gibi kısa sürede soruşturulması, ister istemez aynı hassasiyet ve özenin halkın demokrasi partisinin kapatılması davasında neden göstermediğini akıllara getirmiştir. Yargıya saygı mecburidir, bu kararın gereği Meclis’te derhal yapılmalı, konu kapatılmalıdır.
CHP’Lİ VEKİLLERİ HEDEF ALDI
* Yargıtay ile AYM’yi karşı karşıya getiren konu, dokunulmazlığın iki istisnasından biridir. AYM ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Bireysel başvuru kapsamında AYM’nin görevi bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğini ve ihlal varsa nasıl ortadan kaldırılacağının belirlemesiyle sınırlıdır. Gazi meclis AYM’nin vesayeti altında değildir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
* Meclis’te oturma eylemi yapan güruhun AYM’nin yasamayı etkisiz hale getirme girişimini görmezden gelmesi küstahlıktır, hadsizliktir, seviyesizliktir. Oturanlara sesleniyorum, siz oturmaya devam edin, Türk milleti size Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart’ta kaldırmasını bilecektir. AYM yetki alanını genişleterek TBMM ve diğer yüksek yargıya parmak sağlamaktadır. AYM ile Yargıtay özelinde süre gelen sıcak tartışmanın son ihlal kararına özgü olmadığı açıktır. Böyle giderse bu mahkeme, Fethullah Gülen ile Murat Karayılan’a da hak ihlali kararı verecektir. Yargıtay görevini eksizsiz yapmıştır.
“CESARETİN VARSA KANDİL’E GİT”
* AYM Başkanı’nın dilinin altında eveleyip gevelediği asıl maksadı, asıl düşüncesi nelerden ibarettir? AYM Başkanı’nın haddini çok açık bir şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git. Mahkeme başkanı objektifliğini kaybetmiş, milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır. Karşımıza 2 seçenek çıkıyor: AYM ya kapatılmalı, ya da yeniden yapılandırılmalıdır.