Koray Aydın’dan Mehmet Tolga Akalın’a: Çelme takmaktan vazgeçin
İYİ Parti’nin olağanüstü kurultayında, Grup Başkanı Koray Aydın, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu yarıştı. 3. tura kalan oylama sonucuna göre, 1159 geçerli oyun 611’ini Dervişoğlu alarak genel başkan seçildi. Aydın ise 548 oy aldı.
AKALIN’IN İDDİALARINA YANIT
Kurultay’ın ardından Akalın’ın kendisi hakkındaki iddialarına yanıt veren Koray Aydın şunları söyledi:
“İYİ Parti 5. Olağanüstü Büyük Kurultayının üzerinden 9 gün geçmiştir. Geçen bu sürede pek çok tartışma yapılmış aynı zamanda İYİ Parti’nin yetkili kurulları oluşturulmuştur. Ne hikmetse, yetkili kurulların oluşturulma sürecinin tamamlandığı günün akşamında Sayın Mehmet Tolga Akalın bir televizyon kanalında şahsımı ve çalışma arkadaşlarımı zan altında bırakan ve gerçeklikle ilgisi bulunmayan iddialarda bulunmuştur.
Kurultay öncesi ve sonrasında son derece demokratik ve nezaket içinde ilerleyen sürece maalesef bu iddialarla leke sürülmüştür. Kurultay sürecimizde oy istemek ve projelerimizi anlatmak için delegelerimizle büyük çoğunlukla kendim yüz yüze ve telefonla irtibat kurdum. Yetişemediğim noktalarda ise birlikte çalıştığım her biri birbirinden kıymetli İYİ Partili dava arkadaşlarım bana destek oldular. Benim, siyasi mazisi belli bir siyasetçi olarak, kurucu teşkilat başkanı olduğum İYİ Parti’nin delegelerine ulaşmak için belediyelere ya da bir başka İYİ Parti dışı etkene muhtaç olduğumu öne sürmek mesnetsiz bir iddia olmaktan başka bir şey değildir.
‘SİYASET MALZEMESİ YAPMADIK’
Dedikodular ve tevatürler üzerinden hüküm vermesi de İYİ Parti’de Genel Başkan Adayı olmuş bir siyasetçiye yakışmamıştır. Böylesine bir yaklaşım, kendisiyle aramızda uzun yıllara dayanan dava arkadaşlığı hukukuna da uygun düşmemiştir. Benzer iddiaları kurultay sürecinde biz de kendisi için duyduk. Ama bunlar iddia olduğu için asla dile getirmedik ve siyaset malzemesi de yapmadık. Bütün bu iddiaları, kurultayın ikinci ve üçüncü turunda verdiği açık desteğe sonradan gerekçe üretme gayreti ve beyhude bir gündemde kalma çabası olarak görüyor ve değerlendiriyorum.
‘UZLAŞMIŞ VE BİRLEŞMİŞ OLABİLİRSİNİZ’
Dokuz gündür “delegeyi serbest bıraktığı” ifadesinin arkasına sığınan Sayın Akalın, bu söylemleri tabanda karşılık görmediği için farklı bir yola tevessül etmiş olabilir. Ancak gerek mevcut Genel İdare Kurulu listesi gerekse Başkanlık Divanının oluşumu incelendiğinde işin hiç de öyle olmadığı ortadadır. Sonuçta beyan ve ifade ettiğiniz gibi anlaşmış, uzlaşmış ve birleşmiş olabilirsiniz. Artık yarışın bittiğinin farkına varın ve artık rakiplerinize çelme takmaktan vazgeçin. Sonuçta rakiplerimin birleşmesi sonucu az bir farkla seçimi kaybetmiş olduğum da bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır.
Sonuç olarak benim için İYİ Parti kurultayı artık geride kalmıştır. Kurultayda kaybetmem için bir araya gelen pek çok etken başarılı olmuş olabilir ancak şimdi de şahsımı ve çalışma arkadaşlarımı itibarsızlaştırmaya yönelik girişimler, İYİ Parti büyük kurultay delegelerinin ve aziz Türk milletinin vicdanında karşılık bulmayacak ve mutlaka başarısız olacaktır.”
Ne olmuştu?
TGRT Haber’de Medya Kritik programına konul olan Mehmet Tolga Akalın, canlı yayında şunları söylemişti:
“Ben liste hatalarına itiraz ettim. Seyircisiz bir seçim süreci kararını eleştirdim. Türkiye’de siyaset kötü bir durumdaysa bu kaybettiği halde çekilmeyi bilmeyen siyasetçilerin eseriyle olmuştu. Delegenin iradesinde ben 3’ncü oldum. Ben delegenin iradesini başımın üzerine kurdum. Kongreyi bir gerginlikten çıkardım. Biz yeni nesil siyasetçiler olarak kaybettiğimiz halde çekilmeyi bilmeliydik.”
CHP KURULTAYA MÜDAHALE Mİ ETTİ?
Gazeteci Murat İde’nin adaylıktan çekilme kararı sonrası ‘Akalın, Müsavvat Dervişoğlu’nu destekliyor’ şeklinde çıkan söylentileri yöneltmesi üzerine Akalın, “Süreci iyi hatırlamalıyız. Delegenin ferasetine güvendim ve çekildim. Onlarca arkadaşım geldi onlarla da görüştüm ve taraf olmadığımı söyledim. Oy kullanmaya dahi gitmedim. Tarafsızlığımızı koruduk. İlk sonucu alınca ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bazı büyükşehir belediyeleri nezdinde ve eski İYİ Parti’li, yeni CHP’li insanların doğrudan Koray Aydın lehine olarak benim delegelerime çalışma yaptıklarını tespit ettik. O tespiti yaptığımızda her iki aday benimle görüştü. Müsavvat Bey ile görüştüm ve bir tek soru sordum. O sorum da ‘İYİ Parti tekrar kuruluş çizgisinde siyaset yapacak mı?’ sorusuydu. O da bana ‘Olacak kardeşim’ diye cevap verdi. Ben örtülü pazarlık yapmadım.” demişti.
‘PARTİDEN EKSEN KAYMASI VAR’
Aday olduğu süreçte Akşener ile yaptığı görüşmeyi aktaran Akalın, “Bir dönemdir bir eksen kayması olduğunu tespit etmişti. Bunları konuşmadım çünkü partiyi zedeleyebilirdi. Partinin son yılda eksen kayması olduğunu görmüştük. Zaten eksen kayması olduğu için ben aday oldum. Meral Akşener’in yüzüne ‘İYİ Parti büyüktür Meral Akşener’ dedim. ‘Meral Akşener olmazsa İYİ Parti olmaz’ demek partiye ihanettir. Bunları Sayın Akşener’e söylediğimde kendisi de onayladı” diye konuşmuştu.
‘AKŞENER’İN İSTİFASINI HÜKÜMET DURDURDU’
“Sayın Akşener’i bir kuvvet (seçimden sonra) istifasından önce durdurdu ve döndürdü. Ben bunların kim olduğunu biliyorum. Cumhur İttifakı ve hükümet bunun içinde. Sayın Akşener hakkında yapılan açıklamaları dinleyin. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli bu kurultayda doğrudan kalması yönünde irade beyan edildi. Sayın Akşener yeniden aday olmadıysa benim adaylığımdan dolayıydı. Bu baskın kongre Sayın Akşener’i yeniden aday gösterme üzerineydi. Ben adaylık refleksi göstererek buna engel oldum. Akşener’i siyaset dışı bırakan benim hamlemdi. İrademi çok net gösterdim.”
‘6 BÜYÜKŞEHİRDEN SEÇİME MÜDAHİL OLUNDU’
“Biz bir 3. yol açmak istedik. Ankara’da Mansur Bey’in desteklenmesini istedim. Doğru yerde bir omuz da vermemiz gerekiyordu. Bunu GİK’te de söylemiştim. Hayırlısı olsun. Ben isim vermek istemem ama 6 büyükşehirden açık müdahale oldu. Bizim delegeye iş vadi verdiler. Bazı belediye imkanlarını vermek gibi bir durum da oldu. Koray Bey lehine; İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Aydın ve Balıkesir’de doğrudan ‘Koray Aydın’a oy verin’ denildi.”
‘TÜRKİYE’NİN YÜZDE 30’U TÜRK MİLLİYETÇİSİ’
“Türkiye’de yeni dönemde, bir tarafta sosyal demokratların, bir tarafta milliyetçi demokratların, orta kesişimde ise Atatürkçü çizgiden giden yeni bir politik düzene ihtiyaç olduğunu düşünüyordum. 22 yıldız muhafazakarlar bu ülkeyi yönetti. Türkiye’nin 30.2’si kendisine Türk milliyetçisi, yüzde 29.5’i ise Atatürkçü diyor. Burada benim gayem bunun içine yen sosyolojinin içine samimi Müslümanları da eklemekti. Türk milliyetçilerinin 2028 yılında Türkiye’yi yöneteceğini düşünüyorum.”
(HABER MERKEZİ)